Haber Anasayfa - Editör Girişi
En Çok Okunan Haberler(2012)
Turnuva Haberleri (Yenilendi) - (21.03.2013) 39072
İncesu'da seçim çalışmaları - (4.11.2013) 25679
Kızılören Futbol Turnuvası soan erdi - (6.05.2016) 18149
Seçim sonuçları ! - (30.03.2014) 16595
Canlı yayın başladı ! - (29.06.2013) 16154
2012 Yılında Askere Gidecekelerin Listesi - (7.02.2012) 15443
Uzungöl piknik şöleni yapıldı. - (9.07.2012) 15128
Üniversiteliler buluşması gerçekleştirildi - (2.02.2015) 14873
Kızılören'de korkunç cinayet - (13.10.2014) 14415
Kayseri Kızılörenliler Derneği'nden Yol Açıklaması - (28.11.2013) 14154

En Beğenilen Haberler(2012)
Dernek'ten Özhaseki'ye ziyaret - (25.04.2014) 9
Kayseri Kızılörenliler Derneği'nden Yol Açıklaması - (28.11.2013) 8
Dernek Yönetimi belli oldu - (25.06.2012) 8
Uzungöl piknik şöleni yapıldı. - (9.07.2012) 8
Kayseri Derneği Plaket Dağıttı - (18.07.2012) 8
Bir hemşerimiz daha profesör oldu - (29.11.2012) 8
Gölünbaşı'na sıcak asfalt yapıldı - (2.12.2012) 8
Aydın Uzun doçent oldu - (8.12.2012) 8
Yoğun kar yağışı devam ediyor (Güncellendi) - (9.01.2013) 8
Kızılörenli firma Flash Haber'de - (11.03.2013) 8
Yol tamamlanmak üzere - (1.11.2013) 8
Özhaseki Kızılören'de yol açılışı yaptı - (21.02.2014) 8
Bursların ilk taksidi ödendi - (4.11.2014) 8
İstanbul Kızılörenliler Derneği 2500 ağaç dikti - (2.12.2014) 8
Hüseyin Kulaç'tan örnek davranış - (13.02.2015) 8
Hain saldırıda bir hemşerimiz şehit oldu - (20.07.2015) 8
İki kişi sobadan zehirlendi - (20.02.2015) 8
Burs başvuruları başladı ! - (10.08.2015) 8
Salih Güdelek Milletvekili adayı oldu - (6.09.2015) 8
Erciyese kar yağdı - (26.10.2015) 8
Kızılören'de Soygun - (24.02.2016) 8
Kızılören Futbol Turnuvası soan erdi - (6.05.2016) 8

En çok okunan Haberler
2013 - 2012 - 2011 - 2010
2009 - 2008 - 2007 - 2006
2005 - 2004 - 2003 - 2002
:: Kızılören’den Sibirya’ya bir sürgün hikayesi
Türkler, tarih boyunca hep tarih yapmış, yaptıklarını hep geriye bakmamış ve hep geleceğe yürümüş bir millettir. Onlar, tarih yaparken, yaptıklarını yazmaktan utanmışlar belki de. Milletin geleceği için feda edilen hayatlar, tarihe düşülen dipnotlar olsa da, sadece gökkubbenin altında hoş bir seda olarak kalmış. Dinlemesini ve duymasını bilenler için.

Anadolu’nun her köşesi, duymadığımız, duyamadığımız bu hoş sedalarla dolu aslında. İşte bu hoş sedalardan birisi de, bu güne kadar Kızılörenlilerin bilmediği, memleketimiz Kızılören’den başlayıp, Bakü’ye uzanan ve Sibirya’da son bulan bir destanın hüzünlü ve sessiz çığlığı.

Geçtiğimiz gün, Kızılören’e giderken aldığım Aksiyon Dergisi’nin kapak konusu olan ‘Sibirya Sürgününde İki Osmanlı’ başlığı dikkatimi çekmişti. Heyecanla okumaya başladığım yazıda, Kayseri’yi görünce heyecanım biraz daha arttı, ardından İncesu ve Kızılören’i görünce tarifi mümkün olmayan bir mutlulukla ve heyecana kapıldım. Aynı satırlar birkaç defa okudum.

Meğer, Kızılören’in buğday benizli, mangal yürekli yiğitleri, Osmanlı için Türk Milleti için neler neler yapmışlar.

İşte, değerli meslektaşım ve abim Kadir Dikbaş’ın Aksiyon Dergisi için yaptığı araştırma haberinde Kızılörenli Topallıoğlu Mustafa’nın Kızılören’den Sibirya’ya uzanan hayat hikayesi…

Not: Değerli Gazeteci Yazar Kadir Dikbaş’a, Kızılören’in tarihini aydınlatan bu yazısından dolayı, tüm Kızılörenliler olarak teşekkür ederiz.

Durmuş Günsür

...Kayseri’nin İncesu ilçesi Kızılören beldesinden er Mustafa da, Azerbaycan için çarpışıp evine geri dönmeyenler Osmanlı askerlerinden. Topallıoğlu ailesinden olan piyade er Mustafa, Çanakkale Savaşı’ndan yeni dönmüştür. 37 yaşında, ihtiyat askeri durumundadır. Bir gün şehirden askerler gelir köyüne; “Ermeniler ve Ruslar Kafkaslarda Türk kardeşlerimizi, din kardeşlerimizi katlediyor. Onun için ordu kuruluyor. Gönüllü asker istiyoruz.” derler. Binlerce gönüllü gibi Topallıoğlu Mustafa da yazdırır adını. Bu sefer istikamet doğudur. Kayseri merkezinde kılınan namaz sonrası düzenlenen merasimle çıkarlar yola. Ailesi, iki çocuğu (Mehmet ve Emine) ve eşini geride bırakan Mustafa’ya annesinin söylediği son söz şudur: “Arkandan vurulursan hakkımı helal etmem. Vurulacaksan göğsünden vurul, düşmana arkanı dönme.” Ve savaşır, düşmana sırtını dönmeden.
Bunları, Topallıoğlu Mustafa’nın halen Azerbaycan’da yaşayan tek oğlu Selim Mustafaoğlu anlatıyor. Kayserili piyade er Mustafa, Osmanlı ordusunun Bakü’den çekilmesiyle birlikte memleketine dönmez. Görevli olup dönmedi mi, yoksa dönme imkânı mı bulamadı bilinmiyor: Bilinen, Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 27 Nisan 1920’de Rus orduları tarafından yıkılmasından sonra Bakülü bir ailenin yanına yerleştiği. Hâli vakti yerinde olan Hacı Bala Yakubov adında bir Azerbaycan Türkü, kendini himaye eder. “Bir oğlum, bir kızım var. Seninle iki oğlum olacak.” der. Aynı yıl Yakubov’un akrabası olan Hafize adında bir kızla evlenir, yeni bir hayat kurar. 1922’de oğlu Selim dünyaya gelir, arkasından da kızları Emine ve Havva. Kayseri’deki eşi ve çocuklarıyla ilk başlarda haberleşme imkânı bulup mektuplaşır, fakat bir süre sonra irtibat kopar.
Bugün 85 yaşına girmiş olan oğlu Selim Mustafaoğlu’nun kapısını bir akşam vakti çalıyoruz. Bakü’nün Bilaceri kasabası yakınlarında, Hazar’a yakın bir bölgede, Göredil bağlarında yaşıyor. Evde telefon olmadığı için ani bir baskın oluyor gidişimiz. İki dönümlük bahçe içindeki mütevazı evinde yalnız yaşıyor. Yaşına göre oldukça dinç. Kendi ihtiyacını kendi görüyor. En yakın dostu, beslediği hayvanları ve gözü gibi baktığı meyve ağaçları. Zaman zaman çocukları ziyaretine geliyor. Bizi buraya kadar getiren de oğlu Mustafa idi.

KGB TAKİBİ VE SÜRGÜN ÜSTÜNE SÜRGÜN
Bugünkü torunlar, dedelerinin geçmişini sonradan öğrenmiş. Yaşadıkları baskılar, sürgünlerden olsa gerek hiç kimseye anlatmamışlar sırlarını. Torun Mustafa, “Biz, dedemizin Osmanlı askeri olduğunu nenemizden öğrendik. Babamın sürgün hayatı bittikten sonra.” diyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra KGB’nin baskıları iyice artmış. Yaşı ilerlemesine rağmen takipten kurtulamamış Kayserili Topallıoğlu Mustafa da. Tek sebep Türkiye kökenli oluşu.
Rusların İkinci Dünya Savaşı’na katılmasıyla işler daha da sarpa sarar. 1941 yılında bir gün KGB ajanları eve gelerek “Hemen toparlanın istasyona, oradan da Gedebey’e gideceksiniz.” derler. Yük katarlarıyla götürülen Türk aileler, ikişer üçer Gedebey’in köylerine dağıtılmaktadır. Aralarına onlar da katılır. O dönemde, “Demiryolu’nun 50 km. yakınına kadar Türk olmayacak.” diye gizli talimat vardır.
Aynı yıl, ailesi sürgüne giderken evin tek erkek çocuğu olan Selim askere alınır. 1941’de İkinci Dünya Savaşı’na katılıp Baltık cephesinde Almanlara karşı savaşan Selim Mustafaoğlu, askerden döndükten sonra bir süre petrol sondajında kompresörcü olarak çalışır. Fakat kısa bir süre sonra ikinci bir şok haberle yüz yüze gelir. 70’ine merdiven dayamış yaşlı babası ile sürgüne gönderilecektir. Köy Sovyeti, Selim Mustafaoğlu’nu işyerine gelip, “Sizin eve gideceğiz.” diyerek götürür. Evde bir KGB ajanıyla silahlı askerler vardır. Ellerinde de bir liste. “Sen ve baban gidiyorsunuz.” derler. O gün henüz yedi aylık evli olan Selim Mustafaoğlu olayı şöyle anlatıyor: “Yıl 1949’du. Siz de gidiyorsunuz dediler bize. Baktım ellerinde sürgün listesi var. Tomsk’a gönderdiler babamla beni. Ailemiz kaldı. Uzun ve zahmetli bir tren yolculuğu oldu. Vardık, üç gün bizi hapiste tuttular. Türk, Kürt, Tatar ve Çeçenler vardı yanımızda. Bulunduğumuz kampa Türk olarak ilk biz gelmiştik. Herkesin fermanını okudular. Bana da babamdan dolayı getirildiğimi söylediler. Babamın getirilme sebebi de Türk olması. Sonra bizi kolhozlara verdiler. 6 ay asker gözetiminde tarlalarda çalıştık. Arkasından 6 yıl boyunca ormanda ağaç kestik.”
Onlar Sibirya’ya giderken eşleri ve çocukları yalnız kalır; ama akrabalar onlara sahip çıkar. Selim Mustafaoğlu, “Yalnız kalmışlardı ama Allah’tan üç tane taş gibi dayım vardı. Onlar ilgilendi.” diyor.
Sibirya sürgününü anlatmaya gerek yoktur. Alışılmadık bir iklim, bitmeyen geceler ve nefes donduran soğuk. Kaçsan yolu bulmak, hayatta kalmak mümkün değildir. Diğer yandan geride bırakılan insanların hasreti vardır. Selim Mustafaoğlu’nun halen sakladığı, babasından kalma bir mektup ve birkaç resim o yılları anlatan önemli belgeler. Mektup gizlice yollanmış köye. Kağıt bulunamadığı için Sibirya’da yetişen berozko ağacının kabuğuna yazılmış. Okunabilen kısımlardan anlaşıldığına göre, ailesinin hâlini hatırını soruyor, okuduktan sonra da bu mektubu yakın diyor. Fakat ailesi bunu yapmamış, aziz bir hatıra olarak saklamış.
Stalin’in ölümünden sonra göreve gelen Kruşçev’in 1956’da çıkardığı genel afla Selim Mustafaoğlu, Sibirya sürgününden kurtulur, memleketine döner. Fakat babasıyla gittiği sürgünden tek başına gelmiştir. Mustafaoğlu, “Babam, sürgünden üç yıl kadar sonra, 1952 mayısında hayatını kaybetti. Vefat ettiğinde 70 yaşındaydı. Bir molla vardı aramızda, namazını kılıp defnettik oraya.” diyor.
Annesinin, “Oğlum babanızı orada bırakmayın. Kemikleri olsun buraya getirin.” ısrarı üzerine 1964’te biner trene, tekrar Tomsk’un yolunu tutar. Yanına eşini ve halasının oğlunu da alır. Yine bir Türk olan babasının sürgün arkadaşı Ramazan’ı bulur. Ramazan, bir Rus’la evlenip orada kalmıştır. Onun yardımıyla mezarı kazıp kemikleri bir valize doldurur. Getirip Bakü’de Bilaceri Mezarlığı’na defneder. Topallıoğlu Mustafa’nın kendi adını taşıyan torunu Mustafa, 1994’te gittiği Kayseri’de dedesinin yaşadığı evden bir miktar toprak alarak Bilaceri Mezarlığı’ndaki yeni kabrine serper. “Hiç değilse kemikleri vatan toprağıyla buluşsun.” diye.
Selim Mustafaoğlu, sürgün yılları bitince demiryolu işletmesinde çalışmaya başlamış. 1959’da ise ticarete atılıp bakkal dükkânı açmış. 1990 yılına kadar da bu işle uğraşmış. 17 yıldır, Kolhoz idaresinin 1964’te tahsis ettiği bahçesini ekip biçiyor.
SSCB’nin dağılmasından sonra Türkiye’deki akrabalarının peşine düşmüş amca. Ve 1994’te bir arkadaşının vasıtasıyla babasının Kayseri’deki akrabalarını bulmuş. Hayatta olan kız kardeşi Emine’yi de alarak Türkiye’ye gelmiş. Babasının ilk evliliğinden olan kardeşi Mehmet Eryaz’la, diğer akrabalarıyla buluşmuş. Sonra kardeşi Mehmet gelmiş Bakü’ye, 15 gün kalmış...

Kadir Dikbaş - k.dikbas@aksiyon.com.tr - Sayı: 657 - 09.07.2007


21.07.2007
Bu haber 9812 kez okundu.

Yorum Ekleme Alanı
İsminiz :

YORUMLAR (Bu habere 66 adet yorum yazıldı)
Böyle soylu insanların vatan için yaptıkları onur ve gurur verici bir insanlık örneğidir onların bu vatan için yaptıkların dolayı minnettarız Allah rahmet eylesin

Tamer Tutkun-21.08.2013 

Olayda adı geçen dedem Merhum Mehmet Eryazın torunu olmaktan gurur duyarak adını taşıyan ben Mehmet eryaz olarak böyle önemli bir tarihi olayı günümüze taşıyarak geçmişi bizlere hatırlatan ve bu araştırmayı yapan konuya duyarlı davranan herkese teşekkür ederim

MEHMET ERYAZ-30.04.2010 

Bu olayda bahsedilen Mustafa Topallıoğlu'nun oğlu Cücüğün Hacı Mehmet Eryaz'dır.

YAŞAR ERYAZ-23.03.2010 

evet belki herkesin milliyetçilik duygusu kabarıyor.evet gerçekten muhteşem bi olay o destanda kızılören isminin geçmiş olması.acaba şimdi aynı olay olsa ki yakındır.kaç tane topallıoğlu çıkar.belki televooolllleeee

el.abaş-16.02.2010 

Habere konu olan ve adından bahsedilen kişi Merhum Hacı Mehmet Eryaz'ın babasıdır.Bu kişininde 2 kızı ile bir oğlu vardır.Kızlarından biri 1980 yılında 28 yaşında hakkın rahmetine kavuşmuştur.Diğer kızı ile oğlu hayattadır. Şu anda her ikiside Kayseri merkezde ikamet etmektedirler.

-13.02.2010 

Kızılörenli olarak bu dünyada her olayda bir kahramanımız var.Bazen acılı bir hikaye bazen göğüs kabartıcı bazen neşe verici ne olursa olsun ama mutlaka bir Kızılörenliye raslarız.Dünyada Türk milletinin bir eşi yokya hani.Türk milleti içindede Kızılören li nin eşi benzeri yok.Kendimi bu konuda çok şanslı hissediyorum..

deep blow-12.02.2010 

Uzun yıllar fakir, mağdur ve mahçup bırakılan ama hep yiğit, gururlu ve mert köyümden Bakü'ye uzanan bir kahramanlık hikayesi...Bu müthiş haberi yeni gördüğüm için kendime kızıyor, büyük bir emekle bu haberi yapanları ve aziz hemşerilerimizle paylaşılmasana vesile olanları minnet ve şükranla selamlıyorum.

Av. Serkan AĞAR-12.02.2010 

okuyupta duydulanmamak kesinlikle elde değil çok hüzünlü allah tüm türk halkının başına bir daha böyle şeylerin gelmesini isterim

barborasa-12.02.2010 

Çok güzel bir yazı beğendim. Ama şimdibu Topaloglu Mustafa kimlerin akrabası soyadı ne olmuş çocuklarının veya torunlarının onu merak ettim. Adilli gillerden böyle kişinin oldugunu duymuştum acaba bu o kişimi merak ettim.

Kızılörenli-12.02.2010 

gercekten gurur duyuyorum türkiyeye cumhuriyeti adına işallah bida böyle seyler olmaz

duran arar-11.02.2010 

tamam geçmişi olmayan milletler kaybolmaya mahkum olurlar,sahtekar partilerin peşinden koşmayın inanın benim ırkım dünyanın her yerinde adaletli olmuştur,şu anda bu türk olduğunu söylemiyen içimizdeki ermenilerden çok daha tehlikelidir.yaptığınız çalışmalar için teşekkür ederim,yenilerini beklerim.hemşerilerime iyi günler dilerim.

çamlıca-11.02.2010 

dedelerimle tarihimle gurur duyuyorum onlara layık torun olalım inşallah

RAMAZAN DOĞAN Orjinal Gsm Center -12.08.2009 

BU YAZILARI OKUDUKÇA ÇOK MUTLU OLDUM.GEÇMİŞİMİ ANLATILANLARA GÖRE TEKRAR YAŞADIM YAZIDA GEÇEN MUSTAFA TOPALLIOĞLU BENİM AMCAM CÜCÜĞÜN HACI MEHMET ERYAZ'IN BABASI OLUR.

YAŞAR ERYAZ=0535 327 87 62 -25.06.2009 

DURMUŞ GÜNSUR sizi tebrik ederim (okul arkadaşın)

birisi-7.08.2007 

Yorum yazan arkadaşların yorumlarını konu ile ilgili alanlara yazmaları önemle rica olunur..
(Kızılören.NET)

Kızılören.NET-6.08.2007 

konu neydi ne oldu seçimden çıkmış olmanında gazıyla biranda siyasi kavgaya dönüştü benim site yönetiminden ricam gelen yorumları konusuna göre sayfalara yönlendirsin tartışmalar orada devam etsin bilmem katılır mısınız? böylece konu dağılmamış olur enazından

yakup-6.08.2007 

YAU BEN BU KONUYU BİLMİYORUM ALAH ALLAH BABAMIN ADI GEÇİYOR NE İŞTİR.Konunun babanla ilgisi yok.Babana sor o bilir konuyu.

HARUN ERYAZ-5.08.2007 

Bu güzel tarihi olayı sunan arkadaşlara sonsuz sevgi ve saygılarımla, Bizlere ışık tutan bu tarihi olay gerçekten ibret verici ve tarihi süreç içinde köyümden de böyle bir tarihi gerçekler Tütk Milletinin evlatları vatanı için neler yaptığı, nelere katlandığının kanıtıdır. İşte ananın dediği cümle “Arkandan vurulursan hakkımı helal etmem. Vurulacaksan göğsünden vurul, düşmana arkanı dönme.” işte böyle bir milletiz. Selam ve saygılar

mürsel şahin murselim33@hotmail.com-2.08.2007 

Gerçekleri doğru olanı yazmak hakikatleri doğruları bilinçli şekilde dile getirmek erdemliliktir, özür dilemeyi gerektirmez.Güzelliklere güzellik katar.

-28.07.2007 

ben önceki yazımı bir kez daha okudumda sanki ahlak dersi verir gibi saygısızca yazmışım.yaşımız kaç başımız kaç hele bir dur muratt yauuvv.Bu yüzden özür dilerim.. bunu yayınlamazsınız herhalde saygılar.

Muratt-28.07.2007 

anlayana ve ???'e tam destek... Anlamıyorum abi."benim bu dünyaya aklım ermiyor"(kayahan'dan alıntı)...kızılörenliye hiç ermiyoor..(bu da benden)Bizim onur,şeref,gurur duymamız gereken bir konu neden bu kadar değiştirilir,çarpıtılır.Ayrıca siyasetinde bir onuru,şerefi vardır ki her şeyle karıştırılamaz,lüzumlu lüzumsuz yerde konuşulmaz.Biz böyle gördük böyle öğrendik. Bir insanın ahlakı şerefidir,namusudur,her şeyden önemlidir.Siyasi ahlak,kişisel ahlak,iş ahlakı vs.Bunları kaybettiğimiz gün bittiğimiz gündür.Manevi değerlerimize sahip çıkalım.İnsanları önce insan olarak sevelim,sayalım yaratılanı yaratandan ötürü sevelim

Muratt-28.07.2007 

artık kimse kusura bakmasın ama burda bu tartışmaların çıkmasının tek sebebi site sorumluları,konuyla alakasız parti münakaşalarını yayınlayarak hangi akla hizmet ediyorsunuz?demokrasi mi?hayır ne böyle demokrasi olur ne de başka bir şey, bu sitede gördüğüm en iyi yazılardan biri de işgüzar insanlarca batırıldı ve siz ısrarla buna müsaade ediyorsunuz. şimdi bunu yayınlamazsınız gerçi .

m-27.07.2007 

Siyasi içerikli yorum yazan arkadaşlar şimdi bu yazdığınız yorumların haberle ne ilgisi var.Yorumların bir çoğu haberle ilgisi ve alakası olmayan yorumlardan oluşuyor.Yorumlarınızı yazacak ilgili alanlar dururken konun dışında yazılan yorumların bir çoğu konuyu saptırmaktan başka anlam ifade etmiyor.Ama yorumların bazılarının sayfa kirliliği yaptığına kimsenin itirazı olmaz.Bu kirliliğide biz okuyucular temizlemek zorunda kalıyoruz.site yönetimininde bu uyarıyı değerlendirmeye alacağını umuyorum.

???-27.07.2007 

bazı şeyleri anlamak için birilerini mi suçlamak lazım ben şahsen bahçeliye oy verdim ama onun adına değil partiye verdim onun yanlışı ona ait onu savunmam da siz den daha çok kızıyom ama akp yi bu kadar cahilce savunmak niye bu gün abd ve avrupa da akp diyor bizi çok mu sevdiklerinden acaba kafanızı kumdan çıkarın doğuda birinci parti ? senin iç anadoluna ne kadar yardım yapıldı elden ele haritalar geziyor gördün mü.bahçeliye benim kadar kızamaz sın onu da savunmuyorum

ÖTEBATAN lı-27.07.2007 

ak partinin gençlik kollarıda mı varmış.herkes isim yazsın korkmasın.aşağıda devlet bahçeliye suçlamada bulunan adama birşey sorabilirmiyim.bu rte falan gidip vatikanda o büyük papa heykelinin altında imza attı mı atmadımı.bu ak partililer birşey bulamayınca böyle anlamsız suçlamalarda bulunuyor.neymiş diyarbakır belediye başkanına plaket vermiş.e vermeyecekmiydi.o plaket neyin plaketi o siz çok güzel bölücülük yapıyorsunuz plaketi mi yoksa yaptığı bir hizmetin karşılığı icebeten olan birşey mi.siz ilk önce iğneyi kendinize batırın.bu legal bir olay.yasadışı değil.ama rte'nin yaptığı sayın kelimesini bir düşün.

ask333-27.07.2007 

ötebatanlıya cevap sen leylazanayı daha iyibilirsin veya devlet bahçelinin diyarbakır belediye başkanına pilaket verdigini ne çabuk unuttun sen sadece sizin milliyetci oldugunuzumu söylüyorsunuz sizde milliyetçi iseniz vay bu türkiyenin haline diyor başka sana cevapda yazmıyor ve burak şu milliyetçilik laflarını.boş sözler bunlar pkk ile siz daha yakınsınız apoya bakmak için imralıya atan sizin 3 parti idi hatırlarsan neyse kardeş allah ıslah eylesin ve esenler gençlik kolları ile yazı yazan arkadaş bir tek senmisin ak partili de isim kullanmayın diye bir yazı yazma hakkını nerden buluyorsun böyle saçma sapan konuşmaları yazma herkes özgür istedigini yazar bende kullanıyorum.saygılı ve seviyeli olalım saygılarımla.

-27.07.2007 

ya bişey sorabilirmiyim şu bizim kızılören halkı neyi nerde yapacağını gerçekten ama gerçekten bütün samimiyetimle söylüyorum bilmiyor. neden diye bi sorun çünkü burda bu yazılan konu tarihle ilgili konu siz ise buraya partiyi karıştırıyorsunuz neden ya yazacak bi sürü yer var kardeşim bari bırakında tarihe tarihi, politikaya pilitikayı yazalım. ikisini birbirinden ayıralım. bu kadarda savunmasız olmayalım yaaa

-27.07.2007 

ak partili arkadaş, sana açıklanması gereken bir husus var hazır seçimlerden de çıkmışken, seçim nedir?bir çok alternatif içinden sana yakın olanı seçmektir. dolayısıyla bu siteyi de bu haberi de takip etmek bir tür seçimdir. dolayısıyla sen vatanperver olarak daha önce dediğim gibi yerel ulusal uluslararası tüm ajanslardan takip edebilirsin, kimse diretmiyor size bu haberi illa okuyun diye.anlayacağınız seçim hakkınız var. sizin yaptığınız niye x partisi seçime katıldı diye hesap sormak gibi bir şey?oy vermezsin olur biter,yaygaraya gerek yok.

m-26.07.2007 

.abd li mi akp li mi ?neyse bu adın mücahid adına yakışıyor mu akp yi bu kadar savunmak leylazana yeterince savunuyor sana gerek yok canım ........işinize gelmeyen yazı için de hemen site yönetimine laf söylüyorsunuz sizin gereksiz yazı nız çıkıyor ?

ÖTEBATAN lı-26.07.2007 

arkadaşlar burda akparti esenler gençlik kolları kim öğrenmek isterim esenler ak parti gençlik kolaları kim öğrenebilirmiyiz şahıs olarak yazarsanız seviniriz.

C.Koçaslan-26.07.2007 

1 2  3 
  Şimdi Sarıgöl'e ulaşım daha kolay!
  Sosyal tesislerde iftar başlıyor
  Kızılören Futbol Turnuvası soan erdi
  Kızılören-Şeyşaban yolu açılıyor
19.04.2024 Cuma