Kasabamızda ekmek yapımı için un öğütme işlemi dedelerimizden beri su değirmenlerinde Karasu, Boğazköprü gibi yerlere hayvanlarla (golük) gidilerek yapılırdı. Değirmene gitme ve gelme işlemi
günlerce sürerdi.
Etrafta bulunan köyler de değirmene gelince buişlemler 3-5 gün sürerdi. Bu durum böyle devam ederken
1937 yılında Topal Ahmet lakaplı hemşerimiz Ahmet Koçak mazot ile calışan Rus yapımı bir un değirmeni getirmişti.
Bu değirmen de ihtiyaca cevap veremeyince yine su değirmenlerinde nöbet tutularak un öğütülmeye devam edildi.
Daha sonra Ahmet Koçak gelişen teknolojiyle paralel olarak 1960 yılından sonra yine mazotla çalışan ve diğerinden daha modern
bir un değirmeni kurdu. Bunu takiben Ahmet Demir, Mustafa Kılıçkaya, Hasan Erbay, Hasan Bayer ve Hasan Hüseyin Alper
aynı sistemdeki un değirmenlerini kurdular. Bu sistem 1980'li yıllara kadar kasabamız ve civar köylerin un öğütme
ihtiyacını giderdi.
Son yıllarda hemşerilerimiz bu değirmenlerde öğütülen unu daha modern un fabrikalarında öğütmeye baslatılar. Ve yukarda bahsettiğimiz
değirmenler de tarih oldu. Şİmdi sadece ezme, kırma ve bulgur çekme işlemleri bu değirmenlerde yapılıyor.
(Araştırma: Ahmet Emekçi)
Hasan Erbay'a ait değirmen
Mustafa Kılıçkaya'ya ait değirmen
Hasan Bayer'e ait değirmen