Tüm hemşerilerimize ayrı ayrı selamların en güzeliyle selamlıyorum.Yaklaşan kurban bayramı vesilesiyle bayramlarını kutluyor sağlık,mutluluk ve esenlikler diliyorum. Şu saat itibariyle herkesin malumu olan,mahrem yönü kalmayan ama benim dışında cereyan eden mevcut sorunla ilgili artık açıklama yapmamın zamanı geldiği düşüncesiyle bu açıklamayı yapıyorum.Tüm hemşerilerimize bir taahhütte bulunmak istiyorum. Eğer hemşerilerimiz arasında büyük çoğunluk benim fikirlerimin yanlış olduğunu söylerlerse tüm söyleyeceklerimi geri almaya hazırım.Gelelim meselelin şu anki duruma gelinceye kadar ki seyrine:

Seçime girmeden evvel yönetim kurulu üyelerimizin tamamına bu önümüzdeki dönemde benden hariç yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızdan herhangi birisinin(özellikle M.HAVUZ ve M.ALPAK) başkan adayı olması için defalarca teklif,tembih,tavsiye ve ricada bulundum. İstisnasız hiçbir arkadaşımız kabul etmeyerek mevcut yönetimin mevcut görevini mevcut başkanla devam edeceği yönünde görüş birliğine varıldı. Seçime gittik oyumuzu arttırarak yeniden görev başına hemşerilerimiz bizi getirdi. Seçimden sonra 20 gün işim icabı Adana’da bulunamadım. Bu süreçte sebebini anlayamadığım 2 sene boyunca hiçbir ihtilaf yaşamadığım çok saygı duyduğum M.ALPAK, geleneklerimizde bugüne kadar rastlamadığımız bir şekilde başkanımızı mevcut yönetim kurulu üyelerin seçmesi gerektiğini bunun kanuni bir hak olduğunu söyleyerek başkan olmak istediğini, açıklayarak bu süreci başlattı. Bende bu haberi denetleme kurulu başkanı B.YILDIRIM’dan öğrendim. Bu olayın hemşerilerimiz arasında hoş karşılanmayacağı düşüncesi ile M.HAVUZ ,M.ALPAK, B.YILDIRIM ve ben bir araya geldik. O toplantıda mana itibariyle aynen şunları ifade ettim; Bu olayın benim açımdan onur kırıcı olduğunu belli bir zaman sonra kendi isteğimle belli bir mazeret sunarak görevi kendisine vererek bu krizi kendimden fedakarlık yaparak çözmeye çalıştım. Toplantıya katılan M.HAVUZ:"otuz tane oyum olsa M.ALPAK’a veririm ama yapılanında yanlış olduğunu söylemekten de çekinmem diye görüş bildirdi. B.YILDIRIM ise yapılanın kanuni olabileceğini ama yanlış olduğunu söyledi. Bu dar çerçeveli toplantıdan bir sonuç çıkaramadık. Daha sonra düşündüm daha geniş katılımlı yönetim kurulu üyelerinin tümü ve yönetim dışında da altı kişi den oluşan hemşerilerimizin katılımıyla toplantı yaptık. Olayı uzun uzadıya saatlerce her boyutuyla tartıştık. Mevcut yönetim kurulu üyelerinin büyük çoğunluğu olayın kanuni bir hak olabileceğini fakat özü itibariyle yanlış olduğunu söylediler. Yönetim dışından katılan arkadaşlar da bu yönde görüş bildirdiler. Özellikle teğet geçemeyeceğim bir konuşmayı aktarmak istiyorum. ZEKİ ADA’ nın listesinde ikinci sırasında bulunan listenin oluşmasında katkısı olan benim kazanmamam için de çalışan T.TALAŞ güzel örneklerle güzel bir konuşma yaptı. Aynen şunları söyledi:
Halkımızın seçim geleneğinde oy verirken düşüncenin lidere,başkana verildiğini onun için halkımız hala kime oy verdin denildiğinde parti başkanlarının ismini verdiğini, bir çok seçmenin şehrinin millet vekili ismini bilmediğini söyledi. Seçimde başarısız olunduğunda faturayı genel başkanların çektiğini TANSU ÇİLLER ve MESUT YILMAZ örneğini vererek söyledi. Daha sonra bununla yetinmeyerek futbolu baz alarak ta bir örnek verdi. Yine takımın başarısızlığının faturasını, acısını futbolcuların değil teknik direktörlerinin çektiğini söyleyerek halk arasında başkanlığın önemini vurguladı. En son ABDULLAH GÜL’ün başbakan olduğu bir dönemde örnek vererek eğer önemli olan kanunilik ise Abdullah GÜL istifa etmeyerek RECEP TAYYİP ERDOĞAN’a devretmese kanunen hiçbir şey olmazdı. Vermemesi kanuni bir sakınca doğurmazdı ama yanlış olurdu ve başbakanlığı seçime liderliğinde girdiği insana yanlış yaptığından dolayı başbakanlığı tartışmalı hale gelirdi dedi.
Genel çoğunluk bu yönde görüş bildirdi. Sözü çok uzatmak istemiyorum. Netice itibariyle ben M.ALPAK’a dönerek şu soruyu sordum; "Şu an senin yaptığını ben sana yapsaydım kabul edermiydin?" Cevabı kendisine yakışır ve mert bir şekilde, "Kesinlikle kabul etmezdim" oldu.
Bu cevap şahsen benim için yeterlidir. Yorumcu arkadaşlarımızdan benim için M.ALPAK’a, M.ALPAK içinde bana kendince aşağılama ve hakarette bulunanlara itidal ve sabır tavsiye ediyorum.
SONUÇ:
LİSTEMİZ AYNEN DERNEKLER KURULUNA BİLDİRİLMİŞTİR. M.ALPAK İSTİFA ETMİŞTİR AMA BEN VE YÖNETİM KURULUNDAKİ ARKADAŞLARIM İSTİFASINI KABUL ETMEMİŞTİR. ŞUAN İÇİN BU MESELE İSTİŞARE NETİCESİNDE BAYRAM SONRASINA KADAR BAYRAM ÇALIŞMALARIMIZ AKSAMAMA İYİ NİYETİYLE DONDURULMUŞTUR. BU AÇIKLAMADAN SONRA ÖZELLİKLE SİTEYE YORUM ATAN ARKADAŞLARIMDAN RİCAM İŞİ DÜELLO ŞEKLİNE ÇEVİRMEDEN BENİ DE ANLAYARAK ÇALIŞMALARIMIZI DÜZGÜN YAPABİLMEMİZ İÇİN BİZİ KIRACAK YORUMLARDAN KAÇINMALARINI RİCA EDİYORUM. BU SÜRE İÇERİSİNDE M.ALPAK VE HEMŞERİLERİMİZDEN HAKLARI GEÇTİ İSE HELALLİK DİLİYORUM HEPİNİZİ SAYGI SEVGİ VE MUHABBET İLE SELAMLIYORUM ALLAHA EMANET OLUN.

ÖNEMLİ:
HEMŞERİLERİMİZE BİR TEKLİFİM OLACAK.BUNDAN SONRA HAYIRDA YARIŞALIM DİYORUM. KÖYÜMÜZÜN İNCESU'DA OKUYAN FAKİR ÖĞRENCİLER İÇİN KURBAN BAĞIŞLAMA KAMPANYASI BAŞLATALIM.

ADANA KIZILÖRENLİLER YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
MUSTAFA ÇALI