Yıllarca Kızılören ekonomisine katkı sağlayan halı dokumacılığı bitme
noktasına geldi. Özellikle kış mevsiminde yoğun olarak yapılan halı
dokumacılığına olan ilgi son yıllarda oldukça azaldı. Bir zamanlar kasaba
halkının temel geçim kaynaklarından olan halıcılık, aynı zamanda sosyal ve
kültürel hayatı da etkilemekteydi. Bu bölümde halıcılığın bütün yönlerini ve
kültürel yapıya etkilerini araştırdık.
Kızılören'de halıcılık faaliyetlerini ilk olarak 1950'li yıllarda Hacılar'dan
gelen esnaflar başlatmışlar. Yukarı mahallede bulunan Başak'lara ait bir evde
halı tezgahı kurularak Kızılörenli kız ve kadınlara halı dokumacılığı
tanıtılmış. İlk halılar kalın pamuk iplerle ve basit doğa figürleriyle
dokunurmuş. Halı bittiğinde de kaba olduğu için sındılarla (halı makası)
kırpılırmış.
Kasabamızda halı dokumacılığını başlatanlar arasında Hilmi Yurdakul ve İsmail
Şahin adlı hemşerilerimizde bulunmaktaydı.
Halıcılık özellikle 1970'li yıllarda en önemli geçim kaynağı haline gelmeye
başlamıştır. 1980'li yıllarda halı dokunan ev sayısı oldukça artmıştır. 1980'li
yılların son dönemlerinde pamuk iplikli halı yerine ipek halılar dokunmaya
başlanmıştır. Kızılören'de halı dokumacılığının en fazla olduğu yıllar 1985-1995
yılları arasıdır. 1990'lı yılların ikinci yarısından itibaren halıcılığa olan
ilgi azalmaya başlamıştır.
Halıcılığın yaygın olduğu dönemlerde temel geçim kaynaklarından biri de
halıcılıktı. Ne zaman ki Kızılörenli erkekler başta İstanbul olmak üzere yoğun
bir şekilde gurbete giderek para kazanmaya başladı, halıcılıkta o dönemlerde
azalmaya başladı. Erkeklerin özellikle Tahtakale'de gelir sağlamaları
Kızılörenli kadınları bu ince işten kurtarmış oldu.
Halıcılık bu kadar yaygın olmasına ve bir evde yılda 7-8 halı dokunmasına
karşın getirisi az ve zor bir iş idi. Halıdan sağlanan paralar genellikle evin
gıda ve giyim ihtiyacını karşılıyordu. Bunların dışında kızların önemli
çeyizleri (buzdolabı, fırın vb. çeşitli ev gereçleri), halı dokunarak
karşılanıyordu. Halı parasıyla bir çuval şeker almak en yaygın uygulamaydı.
Bunun dışında halı parasının değerlendirilmesi bazen kızlarla-aileleri ve
kadınlarla-kocaları arasında sorunlar oluşturmuştur. Örneğin erkeğin çalışmadığı
bir evde kadının halının parasını, erkek kahve ve sigara parsı olarak
kullanabilmekteydi.
Halıcılığın zor, yıpratıcı ve süresiz bir iş olması bazen genç kızların
tepkilerine de neden olmuştur. Kızlar tepkilerini manilerle ifade etmişlerdir.
Bu manilerden bazıları şunlardır;
Halı dibi beklerim
Vay benim emeklerim
İlmiği çala çala
Yoruldu bileklerim
---------------------
Halı dokurum halı
Bitmiyor gavurun malı
Şu halılar çıkalı
Kızların benzi sarı
---------------------
Halıyı kestim saçak
Üstüne koydum bıçak
Burada halı tükenmez
Haydin Avşar'a kaçak
---------------------
Enli kenar bitmiyor
Çivi dişi yetmiyor
Şu halılar çıkalı
Kızlar gelin gitmiyor
---------------------
Halının ardı dolu
Kızların benzi soldu
Çıkmaz olsun bu halı
Gelinler verem oldu
Kızılören'de kısıtlı ekonomik getirisi yanında ailelerin sosyal ve kültürel
yapısını da etkilediği bir gerçektir. Örneğin halıcılık komşuluk ilişkilerini
artırmıştır. Zaman zaman ödünçlük ve ortaklık yoluyla komşu kızlar beraber
halılar dokumuşlardır. Kızların ortak halı dokumaları hem komşular hem de
akrabalar arasındaki sosyal bağı kuvvetlendirmiştir.
Kasaba halkını bu denli etkileyen halıcılıkla ilgili kullanılan bazı terimler
şunlardır; Atkı, çözgü, mumlu atkı, ipek, tezgah, makara, halı tarağı, anahtar,
sındı, kenar, enli kenar, arpacık, yatık.....
Dokunan halının maddi getirisi ise sıra ve ilmek sayısına göre (yani halının
büyüklüğüne göre) belirlenmektedir. Halıların büyüklüğü, 300'lük, 500'lük,
600'lük ve 800'lük gibi ilmek sayılarıyla ifade edilmektedir.
Halı dokunurken işveren haftada bir eve gelerek halının gidişatını kontrol
etmekte ve modelleri değiştirmekteydi. Halıcı esnaflar genel olarak kasaba
meydanı civarında yer almaktaydı. En meşhurları, Baktıroğlu Halıcılı, Herdemoğlu
Halıcılık, Ayvazoğlu Halıcılık ve Özyurt Halıcılık idi.
Halının ip, makas, tarak gibi ihtiyaçlarını halıcıdan genelde küçük çocuklar
getirirdi. Halı kesildiğinde ise çocuklar halıyı götürerek bahşiş alırlardı. Her
genç kızın mutlaka bir halı teypi ve halı bıçağı bulunurdu. Halılar üzerinde,
modellere bakılarak oluşturulan kuş, çiçek, ceylan vb. figürler yer alırdı.
Günümüzde ise anlatmış olduğumuz halıcılığın bitme aşamasına geldiğini
görüyoruz. Şu anda kasabada Ayvazoğlu ve Herdemoğlu Halıcılık olmak üzere 2 adet
esnaf ve yaklaşık 20 adet halı dokuyan aile kalmış durumda. Oysa 15 yıl
öncesinde 7-8 adet halıcı esnafı bulunmaktaydı. 2006 fiyatlarıyla 300'lük bir
halıyı dokuyan kişiye 250 YTL ücret ödenmektedir.
Hazırlayan: Erol Coşkun